Baklagil denildiği zaman akla ilk gelenlerden biri olan kuru fasulyenin tam anlamıyla bir protein deposu olduğu söylenebilir. Öyle ki içerdiği hayvansal olmayan protein ve lifli yapısı ile vejetaryen beslenme için kuru fasulye, biçilmiş kaftan. Sağlıklı beslenme reçetelerinde de çoğu zaman yer bulan kuru fasulye kemik yapısını da kuvvetlendirir. Yüksek oranda ihtiva ettiği karbonhidrat ve proteinler, kuru fasulyenin et yemekleri kadar doyurucu ve faydalı olmasını sağlar. Pek çok üçüncü dünya ülkesi için kuru fasulye, etin yerine geçer. Kalın ba- ğırsak fonksiyonlarını ayarlayan ve bağırsak şikayetlerini önleyen kuru fasulye aynı zamanda kanser önleyici maddeler de içerir.
Karaciğerin temizlenmesine yardımcı olmasının yanı sıra, yüksek tansiyonu da düşürür. Kuru fasulyenin içindeki en önemli minerallerden biri olan selenyum, kalbi korur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Kuru fasulyenin içeriğindeki selenyum oranının yetiştiği toprağa göre değiştiğini de belirtmekte fayda var. Bir porsiyon kuru fasulye, bir kişinin günlük selenyum ihtiyacını karşılayacak kadar selenyum içerebilir. Kuru fasulyenin en önemli özelliği çözünebilir lifler içermesidir; bu sayede kuru fasulye dışkının hacmini arttırır. Yapılan çeşitli araştırmalar, dışkının hacimli olmasının kalın bağırsak kanserine karşı koruma sağladığını göstermektedir.
100 gram kuru fasulye, 291 kcal içerir. Kuru fasulye, yemek yapmak için hazırlanırken, türüne göre, 12-14 saat arasında ıslatılmalıdır. Bu durumda, su üzerinde yüzen taneler ayıklanabilir. Ayrıca kuru fasulye, az tuzlu pişirildiğinde, vücuttaki fazla suların atılmasına yardımcı olur.